Kartal Bayan Masöz Hizmetleri Üniversiteli

Kartal Bayan Masöz Hizmetleri

Kartal Bayan Masöz . Uzun süre alev ateş bir şekilde öpüştük. Rüyamda bunun bir rüya bulunduğunun ve uyanmak üzere olduğumun farkındaydım ve rüyam hiç bitmesin istiyordum. Uyandığımda rüyamın ne kadar gerçekçi olduğuna şaşırmıştım. Eminim rüyadayken yastığımı falan öpmüşümdür. Bu rüya kafamı çok karıştırdı çünkü gençken uzun süre gördüğüm öpüşme rüyalarına benziyordu. Frank’e rüyamı senelerdir hep içimde yaşattığım yabancı biriyle öpüşüp kendimden geçme arzusu olarak yorumladım. Ona, kocamla birlikte olmayı kestikten sonrasında gençliğimdeki güçlü duyguları yeniden yaşayıp yaşamayacağımı düşündüğümü anlattım.

Frank bir gün bana “senin mektup arkadaşın olmayı çok seviyorum,” dedi. “nasıl göründüğünü, sesini, kokunu merak ediyorum.” Ben de onun nasıl görünmüş olduğunü, sesini ve kokusunu merak ediyordum. Ama hâlâ neye benzediğini bilmediğim için hayal gücümü kullanmakta serbesttim. Fakat hayallerimde bile, Frank e-postalarından birinde bana itiraf edene kadar, kolunca dev gibi bir dövme olacağını düşünmemiştim.

Kartal Bayan Masöz Hizmetleri

 

Kartal Bayan Masöz  “Deli benzer biçimde acıdı,” demişti. “fakat bence biraz acının hiç kimseye bir zararı olmaz.” O zamanlar ne demek istediğini tam olarak anlamasam da bir dövmesi olması bana çok cazip gelmişti. Genel anlamda dövmelerden çok hoşlanmam ama Frank’in sırf bu dövmeyi -tüm kolunu saran bir ejderha figürüyapmış oldurabilmek için dünyaca ünlü dövme ustası Vyvyn Lazonga’nın peşine düşmesi ve kolunda taşıdığı ejderhanın sembolik ve mitolojik anlamları üzerinde gerçekleştirmiş olduği araştırmalar beni çok etkiledi. Kısaca neticeta o, kalp içine kız arkadaşının adını yazdıran adamlardan çok değişikydı. Frank hakkında tüm düşüncelerim aniden değişmişti.

Artık iyi mi göründüğünü merak ediyordum. Arkadaşlığımızın birinci ayında bana “devamlı seni düşünüyorum. Benim için bir bağlarımlılık haline geldin. Ama seni bütünüyle tanıyamamak beni üzüyor,” diye yazdı. Ben de aynı şeyleri hissediyordum. Ertesi gün Frank’den kısa bir e-posta geldi. “İşte resmim. Umarım dosyayı açabilirsin.” Resmi açarken kalbim deli benzer biçimde çarpıyordu. Doğal olarak o zamanlar daha internetin ne kadar etkili bir araç olduğunu ve insanoğlu içinde iyi mi düzmece bir yakınlaşma sağlamış olduğunı bilincinde değildim.